** BİR FIKRA **

Fıkra No..:325 Fıkra Adı..:Siz Kaçıncı Sınıftasınız Tarih..:4/26/2002


Küçük Ali okula başladığından beri her gün öğretmeni Aysel 'e gidip "Efendim beni yanlış sınıfa koydunuz. Benim yerim birinci sınıf değil. Ablam üçüncü sınıfta ama ben en az onun kadar akilliyim. Hiç olmazsa beni üçüncü sınıfa alın" diye şikayet edermiş. Bundan sıkılan Aysel öğretmen bir sabah Ali 'yi kaptığı gibi müdür bey 'e götürmüş ve hadiseyi anlatmış. Okul müdürü Peki demiş, Bu çocuğu bir imtihan edelim eğer yeri üçüncü sınıfsa o sınıfa sokalım ve sormaya başlamış, İki kere iki? Ali hemen "dört " diye cevap vermiş. sekiz kere dokuz? Ali " yetmiş iki " demiş. Kaç mevsim var?; Ali "dört " demiş. Sınıf hocası müdüre "Müsaade ederseniz ben de birkaç sual sorayım" demiş ve sormuş : Söyle bakalım, ineklerde dört tane ama ben de iki tane var. Bu nedir? Ali "Ayak"; demiş. Aysel öğretmen sormuş "Peki senin pantolonunda olup da benim pantolonum da olmayan nedir?" Ali hemen "Cep" demiş. Bunun üzerine müdür Aysel Öğretmen'e dönmüş ve : " Hocam "demiş. " Bu çocuğu üç değil besinci sınıfa koyun . Çünkü son iki suale ben doğru cevap veremedim ama o verdi "..:)))


Kategori..:Çeşitli Puan..:7.550

Oy Ver.....:        Bu Fıkra İçin Oy Ver. 1-En Kötü  10-En İyi

Bu fıkrayı Email adresine,
Gönderen (Ad Soyad)  

** GÜNÜN SÖZÜ **

Kör cehalet çirkefleştirir insanları !
Suskunluğum asaletimdendir...
Her lafa verecek bir cevabım var...
Lakin bir lafa bakarım laf mı diye,
bir de söyleyene bakarım Adam mı diye...

** BİR KARİKATÜR **

**FIKRA GİBİ**

Fıkra Gibi No..:14 Fıkra Gibi Ad..: Komik Kaza


Barbaros bulvarında olmuş bir olay... Arkadaşlarla öyle Barbaros bulvarında yürüyorduk. Bir anda yanımızdan son sürat bir minibüs geçti. Biz 'Freni patladı' filan demeye kalmadan, minibüs kafadan elektrik direğine bindirdi. Hemen koştuk, yardım edelim diye. Minibüse ulaştığımızda manzara şuydu: Yolcuların kiminin kası açılmıs, kiminin dudağı patlamış... Dağılmış vaziyetteler yani. Ama bir tuhaflık var. Çünkü o hallerine rağmen, gözlerinden yaşlar gelecek şekilde gülüyorlar. Biz ne yapacağımızı şaşırdık. 'Ne oldu?' diye sorduk. Bir iki tanesi, güçlükle 'Şoför, şoför...' diyebiliyor ama yine gülmeye başlıyorlar. Bu şaşırtıcı manzaranın aslını öğrenebilmek için 2,3 dakika geçmesi gerekti. Meğer şoför, tükürürken minibüsten düşmüş. Hani, bizim şoförlere özgü, giderken kapıyı açıp dışarı tükürme hareketi vardır ya. Baba, dengeyi tutturamamış, tükürükle beraber, gümbürt aşagı düşmüş. Minibüs de kontrolden çıkıp direğe bindirmiş.

     

** BİR HİKAYE **

Hikaye No..:32 Hikaye Adı..: 35 Yaş


Otuz beşime bastım geçen hafta... İlk yarı bitti : Hayat:1 Ben:0...!!!... Ama belliydi böyle olacağı Nicedir başlamıştı belirtiler: Yolda çocuklar "Amca su topu atıversene" diye seslendiklerinde kuşkulanmıştım ilkin... Sonra saçlarımdaki beyaz teller tescilledi yarı yolun ufukta göründüğünü, Baktım; lise fotoğraflarım sararmış, sınıf arkadaşlarım yaşlanmış. Eski dost sohbetlerinde sağlık ve çocuk konuşulur olmuş, seyahat ve aşk yerine... Gök gibi gürlemeye alışkın müzik setimin ses düğmesini kısar olmuşum, içimdeki uçurtmanın ipini çekercesine... Bizim zamanımızda diye başlayan nutuklar atmaya başlamışım mezuniyet törenlerinde, Hayret daha dün değil miydi benimkisi? Yıllar yılı dudak büktüğüm "ölümden sonra hayat" masallarına kulak kabartmaya başlamışım gizliden gizliye... İple çektiğim Haziranlara sırt çevirmişim. Yaşamın orta sahasına girmişim, irkilmişim... Ruhumun ikizleri yine çekiştiriyorlar kollarımdan; Biri, "daha ne gördün ki" diyor yüzünde papatyalarla, asıl şimdi başlıyor hayat!... Bundan sonrası rahat!" Lakin "Buydu görüp göreceğin" diye efkarlanıyor öteki... ikinci yari geçer hızla, yaslanırsın zamanla... Yaşı genç olanlar 35'e uzak durduklarını sanarak "Sahi oldu mu o kadar? Hiç göstermiyorsun" tesellisindeler. 35'le çoktan tanış olanlarsa "Hayata hoş geldin" pankartlarıyla karşılamadalar... İlk yarı sadece bir ısınmaymış meğer: asıl ikinci yarıda anlaşılırmış tadı, hayatın... kavganın... aşkın... Bense şaşkın... devre arası bilançolarındayım. Son dönemde kim bilir kaç kez eski anıları yaralı ele geçirdim,belleğimin derinliklerinde?... Kim bilir kaç kez kendime yakalandım, kendimden kaçarken?... Ve sustum vicdan sorgularında... Aksi sedamla bile dertleşmedim. Meğer ne yaman serüvenmiş hayat? Bazen yediveren gülleri gibi bereketli... Sanki hayat değil, Körfez Krizi mübarek: Bir koyup, beş alıyorsun... Yaşıyor, seviyor ve seviliyorsun... Bazense kıtlıktan kırılıyor ortalık, şaşıp kalıyorsun... Oysa herkes bilmezden gelse de
- skoru belli oyunun: 30'larda dedeni ve nineni kaybediyorsun, 40'larda anneni ve babanı... Ve 70'lerde kendini... Şimdi devre arası, yolun yarısı... Bugüne dek ancak tanıştık hayatla... Ben ona kendimi tanıttım, O bana kendini... Göğsüme madalya gibi dizdim hatalarımı... Zaferlerim onlar benim, olgunluğumun yapıtaşları... Ve derin bir yara gibi sakladım başarılarımı... Asansör çıkarken yukarı, dönüp bakmadım bile aşağı...Dönmesin diye başım... Ben istikballe arkadaşım... Ne var ki her şey yarım... Hayat da yarım, sevdalar da... Daha diyeti ödenmedi sevinçlerin... İhanetlerin hesabı sorulmadı... Nazım'ın dedidiği gibi "Kopardım portakalı dalından ama, kabuğu soyulmadı, sevdalara doyulmadı..." "Doydum diyen görmedim ki ben zaten..." Lakin gel de zamana anlat bunu...Sahi nedir bu telaş, bu kin? Sanki ölüye can yetiştireceksin... Baktım ikinci yari kapıda... ve hayatın ceza sahası yakın... Doldurdum bir kara kutuya 35 yılın hesabını. Acılar, sancılar bir çekmecede sevdalar diğerinde... Bir yerde hüzünler ve korkular, bir üstte sevinçler ve zaferler... Kat kat, dizi dizi dizdim kullanılmış takvimlerimi, Sabırla kapattım kutuyu, sevgiyle mühürledim ağzını... İlk yarı bilançom o benim: Yangında ilk kurtarılacak... Kazada ilk açılacak... Yarımlar tam olduğunda kara kutuyu açıp bakanlar teşhis koyacaklar halime... "Çok mutlu ölmüş, fazla yüksekten uçmuş zavallı" diyecekler Ya da, "Sebepsiz alçalmış... Bile bile vurmuş kendini dağlara!..." Fakat kara kutu ancak bir kısmını söyleyecek hikayenin... Kalanı benimle gelecek...Dağların yamaçlarına savuracağım en mahrem hatalarımı... Reyhanlar saklayacak sırlarımı... Skoru bir tek Ege'nin suları bilecek... Denize kavuşabilirse eğer içimdeki nehir... HAYAT : 0 BEN : 1

     

**BİR OYUN**


Bike Champ 2
Nasıl Oynanıyor ?
Oyunun resmine tıklayın. Açılan pencerede oyunun yüklenmesini bekleyin. W, A, S, D tuşlarını veya Yön Tuşlarını kullanarak motorunuzun ilerlemesini sağlayın. 
Diğer oyunlar için Oyun Sayfamız.

FIKRA.NET Mail Grubuna üye olmak ve her gün birçok mizah içerikli yayın okumak ve paylaşmak isterseniz lütfen aşağıdaki formu kullanarak kayıt olunuz.
Unutmayın FIKRA_NET Mail Grubuna Üye Olmak Bir Ayrıcalıktır!!!

Fikra_Net Grubuna Üye Ol
Powered by groups.yahoo.com

FIKRA.NET bir Fıkra, Karikatür, Hikaye, Video, Oyun sayfasıdır. Fıkralar içinde Temel fıkraları, Sarışın fıkraları, Nasrettin Hoca fıkraları ve Çeşitli fıkralar mevcuttur. Bunların yanında sayfamızda Fıkra gibi olaylar, Kısa hikayeler, Karikatürler, Komik Videolar, Oyunlar, Yurdum insanı bölümlerini bulabilirsiniz.

FIKRA.NET © 2001 Bütün hakları HALİT KINCAL Tarafından Saklıdır.


SAYFA İÇERİĞİ

853-Fıkra,
85-Günün Sözü,
216-Karikatür,
48-Fıkra Gibi,
92-Hikaye,
47-Duvar Yazısı


İÇERİK ARAMA

ARKADAŞIMA
ÖNER

Sizde sevdiklerinizi güldürmek istiyorsanız.

Adınız

Email'iniz

Arkadaşınızın Adı

Arkadaşınızın Email'i


Sahibinden
 Sahibinden